BODRUM'DAN ÜÇ ÇOCUKLU BİLDİRİYORUM

12 Kasım 2010 Cuma

NE ZAMAN ÖNCE CANAN?

''Bir kadının içinde kaç kadın var?Ev hanımı, iş kadını, çocuğunun  annesi,kocasının eşi.... Üstelik bunların hepsi bir arada, aynı ruhta, aynı vücutta. Peki kolay mı bu rollerin hepsini yaşamak? Değil etten kemikten, metalden yapılsa yorulmaz mı insan? Yorulur. Çocuğunu sabah okula gönderen bir anne, toplantıda bir iş kadınına dönüşmek için gereken enerjiyi nerden bulur? Erkeklerin içindeki çocukla, evdeki çocuklar bir araya gelince hangisiyle ilgileneceğini şaşırmaz mı bir ev hanımı? Sabır taşından yapılsa bir insan bir yerinden çatlamaz mı bir defa? Bir çiçekle alınan gönüllerden daha zengin bir gönül olabilir mi şu dünya da? Yok olmaz, şu dünyada hiçbir kadını yeri dolmaz''
   Yukarıdaki satırlar geçen hafta gazetede gördüğüm bir küçük ev aletleri markasının reklam satırları. Okuyunca ilk tepkim vay helal olsun ne doğru tespitler yapmışlar dedim sonra ne kadar eksik olduklarını fark ettim cümlelerin, gerçi bir kadını anlatmak için ne kadar cümle kurulsa az değil mi? o reklam bölümüne sığmayacaktı tabi ki mecburen burada kesmişlerdi. Son olarak ise bütün bu kurulan güzel cümlelerin bizi anlıyormuş gibi yazılanların bir amacı vardı reklamını yaptıklarını ürünü satmak değil mi?
Bi düşünün bakalım arkasından bir istek gelmeden en son ne zaman iltifat gördünüz ya da karşılaştığınız zorluklar sonradan da samimi bir takdir sizce hak ettiğiniz kadar mı?
   Yorgunluktan bitmiş olduğunuz bir durumda eşiniz ,çocuğunuz ,patronunuz ya da her hangi bir kişi için derin bir nefes alıp hadi bismillah diyip yerinizden kalktığınız ya da tam sizin morale ihtiyacınız varken karşınızdakine omzunuzu uzattığınız derman olmaya çalıştığınız,bütün gün evde yada işte inanın hiç farkı yok(ikisini de yaşadığım için)derler ya anam ağladı diye öğle çalışıp eşinizin eve gelmesine 5 dakika kala pijamalarınızın hayalini kurarken giyinip süslenip yorgunluktan sızlayan ayaklarınıza topukluları giyip gülerek kapıyı açtığınız hem de bunu gönülden ve isteyerek yaptığınız.....  Çokça oldu dimi...?
      Evet biz kadınlar böyleyiz.... Severiz , Bağlanırız, Çalışırız, Fedakarlık yaparız, Koruruz ve bunları kimse zorla yaptıramaz . Bu yüzden sahte reklam cümlelerine gerek yok sadece arada bir ÖNCE CANAN DİYİN YETER!

6 Kasım 2010 Cumartesi

ZİLHİCCE AYI

Yarın zilhicce ayı (hac ve kurban ayı) başlıyor önümüzde ki 9 günü oruçlu geçirmeyi tüm dostlarıma tavsiye ediyorum. Çünkü bu 9 gün oruçlu ve bol ibadetle geçirirsek ramazan ayının içinde Kadir gecesi de bulunan son 10 günündeki sevaplara denk sevaplar kazanabiliriz. Yani yarınki pazar gününden arife günü dahil. Ayrıca yapılması tavsiye edilen tespih, dua ve nafile ibadetler hakkında internetten zilhicce yazarak daha fazla bilgi edinebilirsiniz.
nil-erk

4 Kasım 2010 Perşembe

2010 -2011 TESETTÜR FAVORİ KOMBİNASYONLARIM

Bu sezon severek giydiğim bir kaç kombinasyonu sizlerle paylaşmak istedim. Özellikle biz tesettürlü hanımlar alışveriş yaparken çok zorlandığımız için bu tarz bilgileri çok paylaşmamız gerektiğine inanıyorum ....

deri taba etek: Koton
krem şifon bluz: Koton
çanta: Stradivarios
platform ayakkabı: Koton
eşarp: Vizyon

etek: fatihte bi mağzadan hatırlamıyorum (komple siyah bir etektir)
gömlek: Berska
kızıl taba bluz: Zara
leopar babet: Deickman

kot etek: özel dikim(piyasdaki tesettür mağzalarında ki kot etekler çağ dışı olduğu için mecburen)
koyu yeşil puantiyeli gömlek: Stradivarios(sevgili kardeşimin hediyesi)
çizme: Arow
Yorumlarınızı bekliyorum.
NİL-ERK

ÇOCUKLU HAYAT!

 Bekârken annemle çatışırdık neden güzel kıyafetlerini daha sık giymiyor diye o da bana çoluk çocuğa karış anlarsın dedi.
ilk çocukta anladım ki: açık renk kıyafet giymeyecek (malum yediklerini istedikleri an iade edebiliyorlar.)
ikinci çocukta anladım ki: Ütüye çok dikkat edemeyeceksin (biri kucağında diğeri de sürekli seni çekiştirince ütü mütü kalmıyor.
üçüncü çocukta anladım ki bir yere gitmek için çocukları giydirme, yedek kıyafet çantasını hazırlama, gittiğin  yerde onlara uygun yiyecek bulamam korkusuyla yiyecek çantası hazırlama, bu arada giyinenlerden biri mutlaka bir yaramazlık yapmıştır onu tekrar giydirme tam evden hiç çıkamayacağını düşündüğün anda eline ilk geçen şeyi giyip eşarbını bağlarken eşine hazırız diye bağırırsın o da elindeki gazeteyi bırakır ve giyinmeye gider 5 dk. sonra yanına gelir.
Bu arada annemin dört çocuğu vardı....
Şimdi size çocuklarla dışarı çıkmak istediğinizde işinizi kolaylaştıracak birkaç ipucu vereceğim ki utana sıkıla çocuklara bakar mısınız diye sormanın azabını daha az yaşayın.
1.kural: Çocuk küçükse mutlaka sürüşü kolay direksiyon hâkimiyeti iyi darbelere ve hava koşullarına dayanıklı bir çocuk arabası edinin eğer sizinde benimkiler gibi yaşları yakın olan küçük çocuklarınız varsa ikiz bebek arabası edinin.
2.kural: Mümkünse çantaları geceden hazırlayın.
3.kural: Eğer alışveriş maksatlı gidiyorsanız hafta içini ve sabah saatlerini tercih edin zaten işiniz zor bide kalabalık sizi bunaltmasın.
4.kural: çocukların sıkıldıklarında oyalanabilecekleri küçük şeyler yanınıza alın. Benimkiler kraker, boya kalemleri ve oyuncağa benzemeyen herhangi ıvır zıvırlardan hoşlanıyorlar. Çok denedim oyuncaklar onlara çekici gelmiyor.
5.kural: evden çıkmadan önce mutlaka uslu durmalarıyla lakalı ciddi ama uzun olmayan bir konuşma yapın sonunda da sizi üzmezlerse bir ödül vaad edin (yalnız dikkat edin genelde tüm gezi boyunca ödülü isteyip duruyorlar)
6.kural: ve en önemlisi sakin olun siz gerilirseniz onlarda geriliyorlar. Eğer işler yolundan çıkar gibi olursa sadece çocukları ve kendinizi önemseyin çevre rahatsız olur diye düşünmeyin.
Çünkü sadece çocuklarımız bizi kızdırdıktan 1 saniye sonra yüzümüzü güldürebilir, içimizi ısıtabilir ve mutlu edebilir,  genelde dışarıdan tepki verenlerde bu güzel anları ya çok önce yaşayıp unutanlar ya da hiç  yaşamayanlardır...


Meşur ikiz bebek arabam ve ikiz olmayan çocuklarım.....

İYİ GEZMELER
NİL-ERK




3 Kasım 2010 Çarşamba

MİNİMAL DÜNYA MİNİMAL GİYİSİLER

Minimal kavramı hayatımıza ne kadar girerse o kadar sadelik ve rahatlık getiriyor zannımca,
Calvin Klein de nerdeyse 2011 bahar kreasyonunun %80 ini bu kavrama ayırmış.



Sade, keskin hatlı. Sanki bir binanın dış görünüşü gibi ama bence çok şık.
Modellerin saçlarına dikkat. ne kadar doğal, hiç bir iticiliği yok.
nil-erk


LEOPAR HİÇ BİTMEYECEK SANIRIM

Son birkaç yıldır leopar desenini giyisilerden, aksesura, ayakkabıda, ev tekstilinde her yerde görür olduk. Benim şahsi kanaatim giyisilerden çok ayakkabı ve akseuarlarda daha şık durduğudur.
Paris Hiltonda bu trend in öncülerinden. Resimlere bakınca desenin çekiciliğni ve ne kadar riskli olabileceğini anlıyoruz sanırım....
     Bu arada kısmi leopar desenli eşarp arıyorum. Görürseniz mutlaka haber verin. Görüşmek üzere...
nil-erk

2 Kasım 2010 Salı

SÜPER KADIN HASTALIĞI!!!

Galiba bir yerlerde böyle bir hastalığın olduğunu duymuştum. Ama zaten ben daha önceden kendimin ve birçok kişinin bundan muzdarip olduğunu biliyordum. Mükemmel eş, fedakâr anne, bakımlı kadın, sosyal insan olma saplantısı bizi bu hastalığın pençelerine attı. Peki bu saplantıyı bize kim enjekte etti ?...
Görünüşte hiçbir şeyi zorla yapmıyoruz dimi? Hiç bitmeyen bir mesai ile çalışmak tamaaaamen bizim tercihimiz, yoksa ne suçu var televizyondaki;
Bulaşık yıkarken ojeli ve fönlü hanımların, yerleri paspasladıktan sonra abiyesiyle salondaki partiye katılanların, iki hafta iki öğün gevrekle zayıflayanların, tüm gündüz kuşağında, bütüüüün gün  öğretilen pasta börek poğaça tariflerinin, sofra düzenleme düsturlarının, çocukta yaparım kariyerde zırvalığının. Hiiiiç suçu yok.
tabi bunları görüp bütün hepsinin tv nin kumandasına basmak kadar kolay olduğunu sananlar ve hepsini başarmak için 7/24 bitmeyen mesai ile çalışanlar SÜPER KADIN HASTALIĞINA YAKALANMAK ÜZERESİNİZ.....


ANATOMİYE GÖRE GİYİNME

Bazen olur ya bir başkasında gördüğümüz ve çok beğendiğimiz kıyafeti o kişiyle aynı beden olsak ta kendimize yakıştıramayız bir farklı durur sanırım bu vücut hatlarımızın farklılığından kaynaklanır daha öncede demiştim ya vücut tipimize uygun olmalı seçtiğimiz kıyafet ki boşa dolap beklemesin ya da üzerimizde eğreti durmasın.

Bunu çözebilmek biraz gayret ve zaman alır

Öncelikle işe uygun ceket(ya da herhangi bir üst parça ) boyumuzu tespit etmekle işe başlayalım. Farklı boylarda ürünler deneyerek fotoğrafımızı çekelim ve masaya yatıralım. Kısa boylularda kısa üstlerin, geniş kalçaları olanlarda, basenin en geniş hizasına gelen üstlerin ve dar kalçalı olanlarda da bele oturan basene doğru genişleyen yine basenin en geniş yerinde biten üstlerin iyi durduğunu söyleyebilirim.
Tek parça ürünlerde doğru kesimi bulmak yine omuz, bel ve basen genişliği ile alakalıdır. Armut, kloş, anvelop gibi kesimleri üzerinizde deneyip fotoğraflayarak size en yakışanı bulabilirsiz.
Pantolon boyunu biraz uzun tutmak(ayakkabınızın üstüne gelecek kadar)boyu uzun gösterecek bir yöntemdir.


Eğger göbek bölgemizden şikayetimiz varsa bu elbise dikkati biraz dağıtabilir.
Pantolon boyuna ve bluz boyuna dikkat.

Kloş kesim basenli hanımların kurtarıcısı olabilir.

Dar omuzlular için gözel bir örnek.
nil-erk

1 Kasım 2010 Pazartesi

SİYAH VE KAHVE' NİN BARIŞI




Yıllardır kıyafetlerimizde nedense siyah ve kahve tonlarını bir arada kullanmama gibi bir tabu vardı.  Özellikle siyah giysilere asla kahve aksesuar kullanılmazdı. Son zamanlarda siyah -kahve kombinasyonlarına sıkça rastlıyorum. Yukarıdaki fotolarda Derek Lamp’ ın 2011 koleksiyonundan en beğendiğim parçalara yer verdim. Siz ne dersinin hoş olmamış mı?  Bence en alttaki fotoda beyaz da girince işin içine asalet tamamlanmış.
nil-erk
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...