Selam Arkadaşlar,
Bu günlerde takip ettiğim bloglardan sevgili assaha, dür-i yekta ve mağdurum da mağdurum çalıştığı iş yerlerin deki patronları ile alakalı yazılar yazdılar.Yazdıklarının hepsine inanıyorum ve haklı da buluyorum bir de benim hikayemi okumanızı istedim.
Ben babamın mesleği olan tekstile yine babamın isteğiyle girdim zaten çocukluktan itibaren ara ara çalışmıştım onunla.O istedi bende üniversiteyi tektil teknikerlik okudum .Zaten tekstil meslek lisesine gönderdiği için başka bir bölüm kazanmam imkansızdı.
Okul biter bitmez beraber çalışmaya başladık.İlk yıllarda çok ezdi beni ama bu sayede piştim.orta çaplı bir atölye iken ihracat yapan orta halli bir fabrika olduk ve ben her departmanında gece yarılarına kadar çalıştım tabi babamla beraber.
İşler yolun da gitti 100 kişi kadar olduk.Ama hiçbir zaman birkaç ayın maaşları kasamız da durmadı.İnanç gereği gelen ihracat bedellerini herkesin yaptığı gibi faize de yatıramadık.Kaliteyi bozmamak için ne malzemeden ne işçilikten de çalamadık.Şimdi çok bildiğiniz ürünlerine dünya paralar vediğiniz bilindik Türk kot firmaları en zor ve kendi fabrikalarında yapamayacağı modelleri bizde yaptırdı.İspanyanın El corte gibi ünlü mağzalar zincirlerine senelerce çalıştık.
Ancak her geçen gün hükümetin tekstil sektörünü gözden çıkarması ile sigorta primleri,bilmem o vergisi bu vergisi,ihracat yaparken nakliye kadar vergi ve gümrük masrafları çalıştığımız yabancı müşterilerin her geçen gün fiyat kırması ve çok net söylüyorum parayı başka şaibeli yollardan kazanıp da aklamak için tekstil yaparak ucuz ucuz fiyatlar vererek pisayayı öldüren o .....ler yüzünden artık herşey çok zordu.
Birde bunu iç piyasa da mal yaptırıpta zaten aylar sonrasına çek veren o çekleri de ödemeyenler eklenince düşünün biz dürüst çalışan firmaların halini.
Baktık gidişat kötü babama dedim ki imalatı kapatalım müşterilerimiz bize güveniyor fason yaptırıp en azından işçilerin servis,yemek,sigorta dertleriyle uğraşmayalım.Düşününkü 20 senelik işletmemize dışarıdan tabldot yemek bile girmemiştir.Aynı aşçı aynı malzemleri kullanarak evde nasıl yemek yiyorlarsa içleri rahat o şekilde yemiştir.
Babamın da yanlışları vardı tabi.Çok sert bi patrondu.yüzü gülmez en ufak şeye bağırır çağırırdı.İsterdi ki kimse boş durmasın bazen 2 kişinin işini tek kişiye yaptırıdı.O zamanda devreye ben girer tansiyonu ayarlardım.Sabah iş yerini o açar son işçi gitmeden sabahlansa bile evine gitmezdi.Maaşlar önce birkaç gün sonra da daha fazla geçikmeye başlayınca teklifimi yineledim.Ama o hep umutluydu.Düzelecek işçi çıkarmak büyük vebal derdi.
Neyse kaçınılmaz son oldu ve biz elimiz de bir sürü siparişler varken daha makinalarda mal varken işçiler işi bıraktı ve iflas ettik.Zaten yıllarca çalışıp da oturduğu normal bir daireden başka bir şeyi olmayan babam hala borç öder.
Yanlış anlamayın işçiler haksız demiyorum tabiki haklıydılar belki de bu kadar zor şartlarda babam imalatı kapatmayarak en büyük hatayı o yaptı.
Belki sizin şartlarınız bu şekilde değil belki . Sadece bir de bu tarafı dinlemenizi istedim...
13 yorum:
Sende çok güzel bir konuya değinmişsin. Ben işletme mezunuyum. Ve firmanın muhasebesindeyim. Ama yaptığım işler arasında, hem mağazalara bilgi işlem konusunda destik vermek, hemde patronlara düzenli olarak şirket durumu ile istatistik verileri atmak. Anlayacağın gidişatı tam anlamıyla gören ve bilen biriyim. Bu durumu gördüğüm için zaten içim acıyor ya. Bizim şirketin durumu maşallah iyi. Hepde öyle olur umarım. Ben ordan rızkımı sağlıyorum çünkü. Ama biraz daha vicdanlı olmalarını isterdim. Mağaza personellerinin tüm sosyal haklarını tam veriyorlar. Neden onların şikayet etme durumları olabilir. Biz merkezdekiler yıllardır burdayız. Ekmek yenen yere ihanet etmezler güdüsü ile hiç bir hakkımızı vermiyorlar. Maaşlarımızı gününde alırız haklarını o konuda yiyemem. Ama inan bu çalışma saatleri mahvediyor beni artık. O kadar saat çalışılmıyor zaten. Nette zaman harcıyor insanlar. Tek istediğim eğer firma para kazanıyorsa, bunu çalışanlar adilce paylaşığ hakkını vermesidir. Fazlasında gözüm yok. Rabbim hepimizin yardımcısı olsun diyorum.
Olayın her iki tarafı da kötü aslında. Büyük fabrikalar işi dürüst yapan alın teri dökenlere yaşam hakkı tanımıyor.
Ben aile şirketindeyim bir yönüyle işverenle aynı tarafta ama emeğim karşılığı ücret aldığım için de işçiyim. Maaş SSK yemek vergi herşey çok düzenli burada yıllık artışlar vs. ama insanlar 50 tl fazlasına anında yüzüstü bırakıp gidebiliyor vefa duygusundan yoksunlar. Ha kazanıp kazanıp vermese gitsinler ama öyle de değil.
Elif Şafak Aşk'ı okuyormuşsun.
Okuduğum en güzel kitaplardan biriydi bu...
Güzel seçim..
Hayat şartları zor tekstil başlı başına sorunlu bir pazar payı zaten.Hele işverenle çalışan arası kangren ilişkiler iyice yaşam standartlarını zorluyor Allah herkese sabır versin...
Canım benim her olayın her iki muatabını da dinlemenin gerekliliğini çok güzel bir konuyla anlatmışsın yine ...Tebrik ediyorum ...kalemininde ne kadar güçlü olduğunu görmüş oluyoruz böylelikle
ben o günlerde her iki tarafı da en çok dinleyen biriydim nerdeyse. tüm sıkıntılarını görüyordum. 2 tarafın da benden beklentileri vardı ama elimden birşey gelmiyordu patron olarka babam işcilerin hakalrını gözetmek için elinden geleni yaptıysa da şartlar ona müsade etmedi ablamın da söylediği gibi imalatı kapatmak en mantıklısıydı belki ama hep üretmekten işçi çalıştırıp çok kişiye fayda sağlamak için uğraştı babam.
yıllarca bizimle çalışan beraber yemek yediğimiz beraber işleri yetiştirmek için sabahladığımız işçilerimizden beklemediğimiz bişeydi çünkü ekmeğimizi paylaşıyorduk resmen. yüksek de hiç gözü olmadı babamın arabası hiçbir zaman çok lükss olmadı imkanı olduğu günlerde bile hep daha çok kişiye işgücü sağlamak istedi kendince. hatası mı neydi daha doğrusu yönetimdeki hepimizin hatası belki de profesyonel olamadık kalifiye elaman çalıştıramadık ve duygusal davrandık en çok da babam için çok zordu işçilerin bırakıp gitmesi çünkü ailesinden daha çok onlarla vakit geçiriyordu nerdeyse o günleri allah bir daha yaşatmaz inşallah. inşallah borcumuzu ödemek için de güç verir allah hepimize ve inşallah üzerimizden haksız kazançlar sağlamak isteyenler de insafa gelir.hayat göründüğü kadar kolay değil hiçkimse için rabbim kalbimizden merhameti beynimizden empati yeteneğimizi almasın inşallah.gerek patron gerek çalışan kim olursa olsun allah rızası için yapmalı yapacağını...benim hayatımda en çok tecrübe kazanmamı olgunlaşmamı sağlayan olay bu olduğundna sanırım içimden geleni dökmek biraz uzunca oldu hakkınızı helal edin...
Farklı bakış açıları her zaman konuların daha iyi anlaşılmasını sağlar. Bundan dolayı yazınız için çok teşekkür ederim.
Globalleşmenin ekonomiye olumsuz etkileri ve artan rekabet, belki de dediğiniz gibi haksız rekabet nedeniyle pek çok firmanın zor durumda kaldığını, işçilerini kaybettiğini, firmaların kapandığını, işverenlerin de mağdur durumda kaldığını inkar edemeyiz. Bu doğal olarak işverenlerle birlikte işçileri de üzen bir durumdur. Zor durumda olan ancak iyi niyetli bir işveren için canımı ortaya koyup çalışırım, ne fazla saatine bakarım, ne de diğer firmaların verdiği ücretlere... Ancak benim itiraz ettiğim, işçilerini enayi sanıp, onlara yolunacak kaz muamelesi yapan işverenlerdir.
αѕαннαяα arkadaşım muhasebe, ben de planlamadayım.
Dolayısıyla sipariş ve gelir-gider durumlarına vakıf pozisyondayız. Yeni ürün fiyatlarını firmada ben hesaplıyorum, dolayısıyla hangi üründen ne kazandığımızı da biliyorum. Fiyatını verdiğim ürünlerin siparişlerinin üretim ve sevkiyat takiplerini de yaptığım için işyerindeki doluluk ile birlikte, haftalık, aylık, yıllık kar-zarar ve ciro rakamlarını da ben hesaplayıp yönetime rapor olarak sunmaktayım.
Dolayısıyla dönen işlerin bilincindeyim.
İşyerlerinin kapanması, başka sebepler etken olsa da, genelde yönetimin yanlış stratejileri sonucunda olmaktadır. Piyasayı iyi gözlemleyemeyen, rakipleri karşısında geri kalan firmaların havlu atması kaçınılmazdır. Ayrıca çalışanları tarafından sevilmeyen firmaların da durumu pek iç açıcı değildir. Bulunduğumuz bölgede adımız "9 ay sonra sigorta yapan"a çıktığı için eleman bulmakta güçlük çeker hale geldik. Şu an çalışanların çoğu da tazminatlarını yakmak istemediklerinden iyi-kötü idare etmekteler. İşçilerin gasp edilen hakları, ortaya çıkan muazzam 2. kalite ürün olarak işverene dönmektedir.
Aslında anlat anlat, kitaplar yazılır ki daha ne saçma olaylar, daha ne söylenecek sözler var...
İşveren karşıtı değilim, yanlış anlaşılmasın, işini layıkiyle yapan işçi kadar, çalışanının hakkını yemeyen işverene de saygım sonsuzdur.
Ne yazık ki, bazı işverenler, rızkı Allah'ın değil de kendilerinin verdiğini iddia edecek kadar ileri gitmektedir.
Allah dürüst ve namuslu işçi ile işverenlerin yardımcısı olsun.
assahara,Nehir İda ve Mağdurum da mağdurum yorumlarınız için teşekkürler benzer olaylarını farklı taraflarını dinlemek gerçejkten insanın bakış açılarını güçlendiriyor.
adiloşum can-an ım bunca işleriniz arasında yazılarımı kaçırmıyorsunuz ya helal size
anmak-ı hayal :hoşgeldin sık sık beklerim...
Sen bu kadar işinin gücünün arasında yazmaya vakit bulursunda biz okumaya mı bulamayacağız aşk olsun:)))
Merhaba.. Onca yıl. onca emek sonrası başınıza gelene gerçekten üzüldüm. Ama günümüz koşullarında fazla duygusal olmamak gerekiyor, sonuç bu hale gelmeden ne yapılması gerekiyorsa onu yapmak şart, keşke babanız sizi dinleseymiş.
Dürüst çalışmak konusunda ise; bu zamanda artık bu da o kadar zor ki! Birini biliyorum Merter piyasasında tekstil aksesuarı işi yapıyor (bir süredir bir ortakla bu işi düşünüyoruz) ve kişi o kadar alçak bir adam ki para kazanmak için herşeyi mubah görüyor, bilenler şerefsiz olarak biliyor fakat genede değişen birşey yok, aylık kazancı 50milyarın altına pek düşmüyor, çünkü ne yapıp edip müşteri çalıyor, kaçak vergisiz mal getiriyor vs. Yani sizin giblşer olmalı aslında bu piyasada. İnşallah Allah başka yerden güzel bir kapı açar size.
ah hem de nasil anliyorum seni... henuz uretici olmasam da simdilik saticiyim... tum gumruk masraflarimi ve vergi masraflarimi oduyorum... yatirim yapiyorum... her isadami/iskadini gibi... ama musteriler bunu hic anlamiyor... bazen sectiginiz mal tutuyor, bazen tutmuyor... musterilerimi iyi tanidigimi dusunuyorum, neye ne kadar verirler ve hangi urun ne kadar eder biliyorum... bu yuzden bazen bazi urunleri standart perakende fiyatinin cok altinda veriyorum (ben Avustralya'dayim, ekstra masraflari v.s. var elbette)... yine de indirim yine de indirim diye tutturuyorlar.
bir donem bir firma ile calistim ve beni mahvetti... kesinlikle istemiyorum dedigim urunler gonderdi, hem de cokca... vadeli almistik ve cok uzaktaydik.. arada da tanidik vardi, pek birsey diyemedik, ama o urunleri hala 2 senedir elimden cikartmaya ugrasiyorum. bu sebeple toptan aldigim fiyatin da %20 altinda veriyorum ve hala indirim istiyorlar ya da hediye istiyorlar... ama ayni insanlar (kendileri soyledigi icin biliyorum) benzer kalitede ve igrenc urunlere gidip abartisiz 5-6 kat fazlasini veriyorlar...
bazen kapat gitsin diyorum kendime, cunku kimse kiymet bilmiyor ve kirli rekabet cok fazla... hayirlisi Allah'tan...
yani oyle ya da bole seni cok iyi anliyorum... Rabbimden herseyin hayirlisini dilemekten ve calisip cabalamaktan baska imkanimiz yok...
bu arada, az onceki gondermis oldugum yorumum, bu sektorun ve isveren-calisan durumunun bir baska yuzu... hizmet saglayici-tuketici iliskisi.. genelde tuketiciler sikayet eder ya fiyatlardan v.s.... benzer bir iliski diye dusundugumden yazdim :)
hoşgeldin edibe yazdıklarını çok iyi anlıyorum çünkü biz perakkende satış yapmasakta tondan sipariş almaya çalışırken aynı senin yaşadığın olayları yaşıyorduk.Maliyeti biliyoruz işin zorluğunu biliyoruz bazen o kadar dramatik fiyatlara mal isterlerdiki oturup ağlayasımız gelirdi birde aynı ürünü çine yaptırdıklarını söyleyip ne rezilliklere katlandıklarınını da hiç utanmadan anlatırdı .Allah herkesin yardımcısı olsun
Mavi tutku sen de hoşgeldin.Merter piyasası çok iyi bildiğim bir yer eşimde orada ticaret yaptı.Güzel dileklerin için çok teşekkürler rabbim tüm dürüst çalışanların yolunu açık etsin...
Yorum Gönder